
Erica’nın vücudundaki yaralar iyileşse de, daha derindeki yaralar kapanmaz. David’i kaybetmenin yarattığı hüsrandan daha büyük olan tek şey, peşini asla bırakmayan dehşet verici korku hissidir. Bir zamanlar gezmeyi çok sevdiği şehir sokakları, hatta bunların en sıcak ve aşina olanları bile, artık yabancı ve tehditkar görünmektedir.
Sonunda bu korku dayanılmaz bir hâl alınca, Erica kendini ona karşı donanımlı kılacak bir şeyler yapmaya karar verir. Elindeki silah kendini soyut bir düşmana karşı korumanın somut bir yolu olur…ya da o böyle düşünür.
İlk kez birini vurduğunda, öl ya da öldür durumu söz konusudur. İkinci kere de bir nefsi müdafaadır…yoksa acaba kendini tehlikeden uzak tutmamayı mı seçmiştir? Bir zamanlar Erica’nın kanını donduran korku yerini başka bir şeye bırakır; bir gece kendinden çalınan hayatı tekrar geri alma dürtüsüne, içinde olduğunu fark etmediği bir şeye dönüşür.
Tam ekran izlemek için Sağ Alt köşedeki kare işaretine tıklayınız
Tam ekran izlemek için Sağ Alt köşedeki kare işaretine tıklayınız
0 yorum:
Yorum Gönder